Bunu idrak ettiğinde ondan kurtulursun.
Sen kurduğun düşlerden daha gerçek değilsin.
Dünya,
senin üşüyen/susuyan/terleyen/gülen/ağlayan tenin...
Bir damlasakızı dünya,
dişlerinin biçiminde.
Bir kile ekmek hamuru,
üzerinde parmak izlerin...
Buraya seyretmeye değil,
seyrolup yaratmaya geldin.
Dünya,
sınırsız oluşun aynası bakip da kendini seyrettiğin.
Göz köklerine düşen görüntüler,
senin öykülerin, anlatmayı seçtiğin...
Durmadan giyinip soyunduğun roller,
terketmen gereken kafeslerin.
Senin kadar sağlıklı,
senin kadar hasta bu dünya;
sencileyin cennet,
sencileyin cehennem...
Tut elinden kendini,
düşleyen, yaratan, seven 'İnsan'a doğru götür.
Zira, yürüdüğün yolda sana,
senden başka engel yok...
Evinde,
yüreğinde sev kendini kıyasıya...
1 comment:
ne hoş bir paylaşım...
yaşamın bir oyun, oyunun bir yaşam olduğunu hissettiren
çok ince
çok zarif
özenle seçilmiş sözcükler
içten ve insacil bakiş
teşekkürler
saygı ve sevgiler
güzin
Post a Comment