Wednesday, July 18, 2007

DÜNYA



Dünya, dünya dediğin, senin bir aksin yalnızca.
Bunu idrak ettiğinde ondan kurtulursun.
Sen kurduğun düşlerden daha gerçek değilsin.
Dünya,
senin üşüyen/susuyan/terleyen/gülen/ağlayan tenin...
Bir damlasakızı dünya,
dişlerinin biçiminde.
Bir kile ekmek hamuru,
üzerinde parmak izlerin...
Buraya seyretmeye değil,
seyrolup yaratmaya geldin.
Dünya,
sınırsız oluşun aynası bakip da kendini seyrettiğin.
Göz köklerine düşen görüntüler,
senin öykülerin, anlatmayı seçtiğin...
Durmadan giyinip soyunduğun roller,
terketmen gereken kafeslerin.
Senin kadar sağlıklı,
senin kadar hasta bu dünya;
sencileyin cennet,
sencileyin cehennem...
Tut elinden kendini,
düşleyen, yaratan, seven 'İnsan'a doğru götür.
Zira, yürüdüğün yolda sana,
senden başka engel yok...
Evinde,
yüreğinde sev kendini kıyasıya...


1 comment:

Anonymous said...

ne hoş bir paylaşım...

yaşamın bir oyun, oyunun bir yaşam olduğunu hissettiren

çok ince
çok zarif
özenle seçilmiş sözcükler
içten ve insacil bakiş

teşekkürler

saygı ve sevgiler

güzin