Monday, January 14, 2008

* 38 *

Saat: 02:00

Bu gece saat 20:00’de iki haftadır ara verdiğimiz “Savaş İkinci Perdede Çıkacak” ı yeniden oynamaya başlayacağız

Meslek hayatımın başlangıcında uygulamalar böyle değildi.
Kendi yatağına doğup akmaya başlayan hiçbir oyuna dokunulmazdı.
Bir oyun dünyaya gelirdi ve soluk almaya başladığı sahnesinde aylarca, ara vermeden oynardı…
O tarihlerde 1 Ekim geldi mi, açardık perdelerimizi.
Muhsin Ertuğrul Usta’nın Amentü’süydü bu gelenek, sanki kutsal bir dokunulmazlığı vardı.
Her yılın sonunda kutlu 1 Ekim günü başlayan tiyatro mevsimleri, gelmekte olan yeni yılın ilk aylarına doğru yürür, ilerler, yeni yılı kucaklar ve o yılın Mayıs ayının sonuna kadar asla fasıla verilmeden sürerdi.
Oyunculuk ömrümün o ilk yıllarında, bir tiyatro sezonu boyunca, yedi – sekiz ay hiç duraklamadan oynadığım o kadar çok oyunu hatırlıyorum ki…

Önce kutsal 1 Ekim ritüelinin sihrine dokunuldu.
Perdeler, Ekim Ayı’nın farklı haftalarında, rastgele tarihlerde açılmaya başlandı.
Ancak bu değişimin, akıp ilerleyen ‘Zaman’ içinde nedenleri vardı kuşkusuz.
Tiyatromuzun insan kaynakları, genç oyuncuların katılımlarıyla genleşip büyümeye, giderek kabarmaya başlamıştı.
Zenginleşen kadrolarımız, oyun dağarcığımızın çeperlerini sayısal olarak zorluyordu, bu da ister istemez yeni sahnelerin açılması, etkinliklerimizin yaygınlaşması demekti.

Açılımlarımız, merkezden dışarıya doğru, çapları büyüyen halkalar halinde büyüyüp gelişmeye devam etti.
Anadolu’nun en uç noktalarına kadar, bir çok ilimizde bölge tiyatroları açıldı, bu merkezler, insanlarımıza hizmet verecek oyuncu ve teknik kadrolarla beslenip doyurulmaya başlandı.
Her sahnesinde en az farklı iki oyun oynayan dev bir repertuar tiyatrosu haline gelmeye başladık.
Kan dolaşımının nabzı, çok hızlı ve yüksek atan bir organizma halinde yaratmaya devam ettik.
Oyunlarımız doğdukları yuvalarda çakılıp kalmıyor, bağlı oldukları bölgelerin farklı sahneleri arasında gezinerek sergileniyordu.
Amaç, hizmet verdiğimiz kentin uzak köşelerine ulaşmaktı.
Kentlerde küçük kıpırtılar olarak nitelenebilecek bu gezinmeler, büyük yolculuklar haline dönüşerek, uzak Anadolu kentlerine kadar uzanıyordu.

“Şavaş İkinci Perdede Çıkacak” gözlerini dünyaya 16 Ekim 2007’de İstanbul Atatürk Kültür Merkezi Oda Tiyatrosu’nda açtı.
O tarihten bu yana sahnesini kardeş oyunlarla paylaşarak varlığını sürdürdü.
Bu gece oyunumuzu, elimizden alınan Taksim Sahnesi’nin yerine, Şişli “Cevahir Alış – Veriş Merkezi”nde bulunan, sinema salonundan bozma yeni bir mekanda sergileyeceğiz.

Bundan sonra tekrar doğduğumuz yuvaya dönebilecek miyiz bilmiyorum.
Rivayet muhtelif, AKM’nin yıkılıp yıkılmayacağı müphem, hala belli değil.
Yıkılmayacak olsa da en yakın tarihte (Mart diyenler var; Nisan Ayı diyenler var) içinde sürmekte olan çalışmalarımızın durdurulup derhal tadilata başlanacağı söyleniyor.
Bu tadilat kaç yıl sürer o konuda hiç kimsenin bir fikri yok.
Söylentiler bu kadarla da kalmıyor:
Önümüzdeki aylarda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilecek yeni bir yasa ile, Devlet Tiyatroları’nın tüm varlığının, çalışmaların sürdürüldüğü bölgelerde Kent Belediyeleri’ne devir edileceği artık çok sıkça telaffuz ediliyor…

Biz bu gece “Cevahir Alışveriş Merkezi”nde oynayacağız ve ben hala oynuyor olmamıza müteşekkirim.

No comments: