Sunday, December 23, 2007

* 14 *

Karen Boyd
"Damağındaki yarayı yokladı diliyle, ılık ve duru bir kan akıyordu ağzına. Asırlara ve yollara rağmen acıtmak istiyordu sevdiklerini. Yarım , tamamlanmamış bir soğukluk bir kez daha genleşiyordu içinde. Kalemle uzun bir çizgi çekti kağıda. Yazmalıydı. Yoksa çok üşüyecekti."
özer aykut
(filler mezarlığı)

Beni çok etkileyen bu metni, tüm çalışmalarımı silip ayrılmış olduğum Daviantart.com sitesinde kendisi ile buluşmaktan gerçekten çok mutlu olduğum şair özer aykut’tan ödünç aldım.
Hep öyle değil midir zaten, değerli yazarlardan ödünç aldığımız simyalı tümceleri, dizeleri, canımızın girintilerinde gezindirip tekrarlayarak farklılaşır, değişir, , güzelleşir, ışıldarız…

özer aykut’un beni derinden etkileyen mahareti, son derece yoğun, katmanlarıyla üst üste birikmiş, kavranması-algılanması bir haylı çetin olan hayatı, kısacık hatta minicik bir mimariyle anlatır, kavratır ve algılatır olması.
Ve de bunu dervişane bir kendini bilmişlik, dupduruluk, yalınlıkla, dillendirmesi…
Doğrusu adının ve soyadının baş herflerini büyük harflarle yazmayan bir yazarın önünde en çok sevgiyle, sonra da saygıyla eğiliyorum…

No comments: