Tuesday, December 18, 2007

* 3 *

İcad edildiği kaba sığamayıp, bir anda dünyayı saran “facebook” fenomeni, asla aklımdan geçirmediğim halde bana da ucundan kıyıcığından bulaştı.
Tescilli bir teknoloji özürlü olarak, bilgisayar kullanan kimi dostlarımın başarılarına hayran oluyorum.
Nereden, nasıl buldular beni, “facebook” kabilesine katılmak zorunda bıraktılar.
“Funwall” tabir edilen alanda bana gönderilen video yongalarını seyrederken, adını bilmediğim, soyadını tanımadığım birinin gönderdiği 9 Aralık 07 tarihli bir mesajla karşılaştım, mesaj aynen şöyle diyordu:

“efenım saygılar..siz bizim bildiğimiz tiyatro sanatçısı Alpay bey misiniz..?”

Basiretim bağlandı sanırım, adı Korhan Uygut olan bu beyefendiyi, biraz da gecikerek (yanıt verip vermemekte tereddüt ettim sanırım), 11 Aralık 07’de sadece

“Evet…” diyerek yanıtladım.

Korhan Bey, benim gibi beklemeden bir mesaj daha gönderdi, bu mesajın da tek hecesine dokunmadan aktarıyorum:

“Alpay Abi merhaba.geçen gün sizin hakkınızda araştırma yaparken internette bir sayfaya rastladım.Ve araplar köyünde bir tiyatro çektiğinizi öğrendim.ben araplar köyündenim.annemler hep anlatırdı bir zamanlar köyde tiyatro oynandığını ve o oyunun ne denli gerçekleri yansıttığını.o anlattığınız muhtar Ahmet bey eniştem.Oğlu gürcan da yanımda şu an.o sayfadaki resimlere bakınca o kadar çok gururlandık ki.Taşçı hüseyin dediğiniz resimlerdeki aslında ismi mehmet(yağcı mehmet derler)abi ona da gösterdim.Biz köyde bir kaç kişi köyün eski fotoğraflarından oluşan bir arşiv hazırlıyoruz.köylünün elindeki fotoğrafları buluyoruz.Ve bu konuda sizinde bize yardımcı olabileceğinizi düşündük.cvbınızı bekliyorum.saygılar.”

Mesajı okuduktan sonra şaşkınlıktan çakılıp kaldım desem abartmış olmam.
Yıllar önce, gençliğimizde arkadaşlarımla birlikte oluşturduğumuz bu tiyatro olayı, aradan geçen bunca zamandan sonra sanki bir yankı olarak geri dönüyordu.
Araplar Köyü’nde yarattığımız oyun, tüm arkadaşlarımın anılarında son derecede ışıklı bir yer tutuğu için yapıp-ettiklerimizin öyküsünü, blog sayfamda pek uzun olduğu için ikiye bölerek yayınlamıştım.
Amacım, oyunculuk ömrümün en şıkırdım işlerinden birini tarihe bırakmaktı.
Yazdıklarımın, yakınlarım ve dostlarımdan başka kimseler tarafından okunabileceğini aklımın köşesinden bile geçirmemiştim.
Oysa, biz oyunu oynadığımızda daha dünyaya bile gelmemiş bir genç adam tarafından okumuş olması bir mucize idi sanki.
Beni, sırtımdan kanatlar çıkarıp mutlandıran şey ise, oyunumuzun hala köyün sakinleri tarafından, dilden dile anılarak gençlere aktarılması oldu.
Dahası, oyunumuzu, o tarihte, (yazımda da uzunca belirttiğim gibi) köyü tehdit ettiğini gördüğümüz tehlikeleri, köy sakinlerini uyarmak adına kugulayıp, çatmıştık.
Uyarılarımızın kötü sonuçlarını yaşayan kişilerin bunu ikrar etmesi ise büyüleyici idi.
İnsanı, insana, insanla anlatan kadim mesleğimizin önüne geçilmez büyülü başarısı, bir kez daha yaşanıyordu.
Doğrusu bir oyuncu olduğuma hayatımda ilk kez, bu kadar derinden, inanç ve iman içinde, şükranlar duyarak sevindim.

Ağır bir soğuk algınlığı geçirdiğim için, Korhan’a verdiğim yanıt gecikti.
Bu gün kendisine o tarihte çektiğim tüm fotoğrafları göndererek yardımcı olacağımı yazdım ve yıllar sonra kendisi ile buluşmaktan çok mutlu olduğumu bildirdim…
Korhan hiç sektirmeden mesajıma yanıt verdi, aldığım bu yanıtı da hiç dokunmadan aynen aktarıyorum:

“Alpay abi saygılar geçmiş olsun..üzüldüm ciddi bir şey değildir umarım.esasen sızı bulmamız bır mucize bızım için...Ve buradaki o tiyatrolarınızı duyarak buyuduk diyebılırım. ben de sıze koyun şimdiki halını gönderebilim ama emin olun çok üzülecxeksiniz.çünkü sizin oynadıgınız tiyatro gerçek oldu ve heryer yabancıların oldu.biz adada kmışın kalmamızdan dolayı yerliyiz sadece. bizi çok mutlu edersiniz Alpay abi inanın çok ihtiyacımız var ve bir köy halkı artık b u eski fotoğrafları gördükten sonra keikelere başladılar. ve sizden geleceklerle bunu iyice anlatmak istiyorum..saygılar..."

Bu güzel sözlerin üzerine tek sözcükle olsun, yorum yapmayacağım…
Sadece “facebook”a müteşekkir olduğumu söylemekle yetineceğim…

Sevgili Korhan’ın köyün son halini gösteren fotoğraflarını ekliyorum…




No comments: